6 Mayıs 2015 Çarşamba

İletişim Sürecinin Özellikleri

İletişim Sürecinin Özellikleri

Bir iletişim sürecini başlıca yedi unsurla inceleyebiliriz. Bunlar sırasıyla, 1)gönderici, 2)göndericinin ve alıcının algılama ve değerlendirme biçimi, 3)mesaj, 4)kanal, 5)alıcı, 6)geri bildirim, 7)gürültü.


a)      Gönderici
İletişim ya da haberleşme sürecinin başarısı büyük ölçüde göndericinin bilgi, yetenek ve özelliklerine bağlıdır. Neden? Çünkü iletişim önce düşünce süreçleri halinde göndericinin zihninde başlar. Gönderici kendisine ulaşan bilgi, fikir ve duyguları kendi zihninde tartışarak değerlendirir ve yorumlar. Ondan sonra vardığı sonucu alıcıya en doğru ve net bir şekilde iletebileceği cümleyi kurar. Bunu yaparken kelimelerden, sayılardan, çeşitli şekil ve sembollerden yararlanır. Yani aslında düşüncesini sembollere dönüştürür. Zira kelimeleri oluşturan harfler de, rakamlar da zaten birer sembolden ibarettir.

Burada göndericinin dikkat etmesi gereken önemli hususlar vardır, bunlar;

1)      Alıcının bilgi, tecrübe ve birikimine uygun semboller kullanılmalıdır. Gönderici hedefteki alıcının anlayabileceği nitelikte bir mesaj göndermelidir. Bu özellikle, gönderici ve alıcının eğitim ve bilgi seviyesinin farklı olduğu hallerde önemlidir. Mesajda kullanılan kelime ve semboller alıcı tarafından tam olarak bilinmiyorsa yoruma tabi tutulacak ve mesajın doğru algılanmama riski doğacaktır. Bu da iletişimin amacına ulaşmaması ya da tam olarak ulaşmaması anlamına gelecektir ki haberleşme etkinliğini ve işin verimini azaltarak zaman kaybına yol açacaktır.

Bir örnekle açıklamaya çalışayım:

“Siber âlemde geçirilen zamanla doğru orantılı olarak gerçeklik eşiğine yaklaşılmaktadır.”

“Bazı düşünürler post modern dünyada tiyatronun antik bir sanat olarak değerlendirilmesi ve toplumsal değil sanatsal düzeyde değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadırlar”.

“Kübizmin yaratıcısı olan Pikasso’nun bakışında keskin bir bıçağın ya da jiletin izlerini görürüz”.

2)      Gönderici soyut ifade ve sembollerden çok, somut semboller kullanmalıdır. Böylece alıcının kafasında uyanacak anlam alanı mümkün olduğunca daraltılarak yorumlama imkânı azaltılır. Böylece alıcının mesajı doğru olarak alması kolaylaştırılır.

Siber âlem – Bilgisayar ortamı
Subliminal mesaj – Bilinçaltı mesaj

3)      Sembolleri alıcının daha önce alışmış olduğu anlamda kullanmalıdır. Gönderici mesela bir kelimeyi alıcının alışmış olduğu anlamda kullanmazsa alıcı bunu kendi zihninde yorumlamaya çalışacak ve iletişimin başarısız olma riski doğacaktır. Bu da çatışma ve zaman kaybına yol açacaktır.

4)      Alıcının anlamaması muhtemel olan kelimeler açıklanmalıdır. Alıcının tecrübe azlığı veya bir şekilde daha önce hiç karşılaşmamış olabileceği düşünülen bir konudan söz edilmesi halinde, göndericinin bu konuya özel kısa bir açıklama ve tanım yapması gerekecektir. Bu açıklama da mesajın içinde, incelikli bir yerleştirmeyle sunulabilir.

Diyelim ki edebiyatta 2. Yeniden söz edeceksiniz. Eğer bunların kim olduğunu bildiği kuşkulu biri ise alıcı parantez açıp Edip Cansever, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Turgut Uyar diye yazmanız ya da söylemeniz doğru olur.

b)      Algılama ve Değerlendirme
Kişilerin kendilerine ulaşan bilgi, fikir, duygu mesajlarını algılama ve değerleme biçimleriyle ilgilidir.
Algı: Duyu organlarından çeşitli verilerin sınıflandırılıp, organize edilerek anlamlandırılması sürecidir.
Algılama süreci, kişilerin sahip oldukları değer yargıları, amaç ve hedefleri, ihtiyaçları, içinde yetiştikleri kültürel ortam, bilgi birikimleri, duyguları, geçmişteki o konuyla ilgili tecrübeleri, hatta biyolojik ve fiziksel özellikleri gibi birçok etmen tarafından etkilenir. Bundan dolayıdır ki aynı uyarı, farklı kişiler tarafından değişik şekillerde algılanır.

Bunun ötesinde her kişi kendisine ulaşan mesajları kendi meşrebince değerlendirir ve biraz da görmek istediğini görüp, bilmek istediği şekliyle anlamaya meyillidir. Bu durum mesajı alan kadar gönderen için de geçerlidir.

Üst astının, baba/anne çocuğuna, karı/koca birbirine geri kalanı anlayacağını düşünerek herhangi bir düşüncesini ya da haberi, olayı, konuyu tam olarak aktarmayabilir. Bu durumda alıcı boşlukları kendi meşrebince, kendine uygun bir şekilde doldurmak için yorumlamaya girişecektir. Böylesi durumlarda yorumlar genellikle gerçekle pek uyumlu olmazlar. O nedenle verilen mesajın net, derli toplu, anlaşılabilir bir halde gönderilmesi önemlidir.

c)      Mesaj
Kaynak ya da gönderici kullandığı kavramları bir mesaj şeklinde kodlar. Yani sözlü ya da yazılı cümleler haline getirir. Bu cümleler kendileri de birer kod olan harflerden oluşur. Ayrıca rakamlar, şekiller ve resimler vb sembolleri de içerebilir. Konuşmalar, yazıya dökülmüş cümleler, grafikler, çizimler, jestler ve mimikleri gösteren (ör. Gülen yüz) ifade sembolleri, el kol hareketleri… bunların tümü kodlanmış mesajlardır.

Mesaj kaynağın/göndericinin iletmek istediği anlamı temsil eder ve alıcıya ulaşacak anlamı büyük ölçüde belirler.

d)     Kanal
Kanal, alıcı ve kaynak arasındaki bağdır. Beş duyu organımız beyne giden haberleşme kanallarıdır. Görme ve işitme diğerlerinden daha etkilidir. İki kişinin karşılıklı konuşmasında sesi ulaştıran hava kanaldır. Eğer iki kişi internet ortamında yazışıyorsa ya da görüntülü konuşma yapıyorsa kanal bilgisayarınızdır. Telefon görüşmelerinde mesajların iletildiği kanal telefon sistemidir.

e)      Alıcı
Mesaj alıcı tarafından alındığı ve kodun çözülerek ona bir anlam verildiği zaman haberleşme/iletişim meydana gelmiş olur.

f)       Geri Bildirim
Bir alıcı kendisine gönderilen mesajı alıp, kodlarını çözdükten ve ona bir anlam verdiği andan itibaren kendisi kaynak durumuna dönüşür. Yani almış olduğu mesajı cevaplandırmak üzere bir gönderici olarak kendisi bir mesaj hazırlar ve bunu bir kanal aracılığıyla eski göndericiye iletir. Buna haberleşme mekanizması içinde geri bildirim denir. Cevap ya da geri bildirim göndericinin gönderdiği mesajın alıcı tarafından alınıp alınmadığını ve doğru olarak yorumlanıp yorumlanmadığını öğrenmesini sağlar. Bu da yanlış anlamaların düzeltilmesine imkan verir.

g)      Gürültü
Gürültü iletişimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini zorlaştıran ve güvenilirliğini azaltan herhangi bir unsurdur. Bir gönderici, eğer bir şeyi kodlamak veya anlatmaktan aciz ise gürültü yaratır. Eğer mesajda sembollerden yeterince yararlanılmamışsa gene gürültü oluşur. Gereksiz tekrarlar, imla hataları, gereksiz detaylar da anlamı bozarak ya da değiştirerek gürültü yaratırlar. Mesaj mükemmel bir şekilde hazırlanmış olduğu halde alıcı kendi kişisel veya duygusal özelliklerinden dolayı mesajı doğru olarak çözemeyebilir. Bu da alıcının yarattığı gürültü olarak adlandırılır.